0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Cemalettin Cengiz Beyaz, “Böbrek kanserleri tüm erişkin kanserlerinin yaklaşık yüzde 2-3’ünü oluşturur. Erkeklerde daha sık görülür. En sık 55-75 yaşlar ortasında karşımıza çıkar. Günümüzde görüntüleme formüllerinin sık kullanılması ile birçok böbrek kanseri çok küçük boyutta ve erken evrede yakalanabilmektedir. Bu da tedavide büyük avantajlar sağlamaktadır” dedi. Medical Park Ordu Hastanesi Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Cemalettin Cengiz Beyaz, en kıymetli risk faktörleri sigara kullanımı, hipertansiyon ve obezite olan böbrek kanserlerinin genetik geçişli olabileceği üzere böbrek yetmezliği nedeniyle uzun müddet hemodiyalize giren hastalarda da görülme riskinin yüksek olduğunu söyledi.

Erkeklerde daha fazla görülüyor 

Böbrek kanserleri tüm erişkin kanserlerinin yaklaşık yüzde 2-3’ünü oluşturduğunu belirten Opr Dr. Beyaz, “Erkeklerde daha sık görülür. En sık 55-75 yaşlar ortasında karşımıza çıkar. Günümüzde görüntüleme tekniklerinin sık kullanılması ile birden fazla böbrek kanseri çok küçük boyutta ve erken evrede yakalanabilmektedir. Bu da tedavide büyük avantajlar sağlamaktadır” açıklamasında bulundu. Opr. Dr. Beyaz, “Ultrasonografi (USG), Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve Manyetik Rezonans (MR) üzere görüntüleme yollarının yaygın olmadığı periyotlarda idrarda kanama, yan ağrısı ve fizik muayenede ele gelen kitle varlığında böbrek kanseri akla gelirdi. Günümüzde çok az böbrek kanseri bu etaba gelmektedir. USG, BT VE MR ile böbrek kanseri tanısı yüzde 90-95 seviyelerinde konulabilmektedir” diye konuştu. 
 
Biyopsi gerekmeyebilir 

Görüntüleme usulleri ile böbrek kanseri tespit edildiğinde öteki kanserlerde olduğu üzere biyopsi ile kanser tanısı koymanın çoğunlukla gerekmediğini, kitlenin büyüklüğüne ve yerleşimine nazaran cerrahiye karar verildiğini lisana getiren Opr. Dr. Beyaz, “Şüpheli olgularda ve öbür bir kanserin böbreğe yayılım kuşkusu olduğu durumlarda biyopsi yapılabilir. İleri evre böbrek kanserinde cerrahi öncesinde onkolojik tedavi verilecekse yahut çok küçük böbrek tümörlerinde etkin izlem yahut lokal tedaviler uygulanacaksa yeniden biyopsi yapmak gerekir” formunda konuştu. 
 
Sağlıklı böbrek dokusuna ziyan verilmiyor 

Birçok kanserde olduğu üzere böbrek kanserinde de erken teşhisin kıymetli olduğuna değinen Opr. Dr. Beyaz, “Böbrekteki kitlenin erken devirde tespit edilmesi cerrahide yalnızca kitlenin alınarak sağlıklı böbrek dokusunun yerinde bırakılmasına imkan vermektedir. Bu cerrahi esnasında kitle çıkarılırken kitleye kesi yapmadan sağlıklı böbrek doku sonundan yaklaşık 1 cm aralıktan kesilerek cerrahi yapılır. Halk ortasında da yerleşik bir tabir olan ’kansere bıçak vurulmaz’ kelamı de temelinde biz cerrahların da cerrahi bir prensibidir. Hasebiyle böbrek kitlelerinde kitle yerleşimi ve boyutu uygun olgularda ’parsiyel nefrektomi’ olarak isimlendirilen yalnızca kitlenin ameliyatla çıkarılması süreci böbrek kanserleri cerrahisinde birinci önceliğimizdir” sözlerini kullandı. 
 
Hastalar daha süratli sıhhatine kavuşabilir 

Böbrek kanseri ameliyatlarının açık cerrahinin yanı sıra teknolojik gelişmeler sonucunda kapalı ameliyat olarak tabir edilen laparoskopik yahut robot yardımlı olarak yapılabildiğini söyleyen Opr. Dr. Beyaz, şu bilgileri paylaştı: “Böbrek kitlelerinin boyutu ve yerleşimi her vakit parsiyel nefrektomi ameliyatına imkan vermez. Bu durumlarda böbreğin kitle ve böbrek etraf dokusu ile tümüyle cerrahi olarak alınması kelam hususudur. Böbrek kanseri ameliyatları açık cerrahinin yanı sıra teknolojik gelişmeler sonucunda kapalı ameliyat olarak tabir edilen laparoskopik yahut robot yardımlı olarak yapılabilmektedir. Cerrahi yapılış halini hastanenin teknolojik alt yapısı (robotik yahut laparoskopik aygıtların bulunması) ve cerrahın tecrübesi belirlemektedir. Kapalı ameliyat sayesinde hastalar toplumsal yaşantılarına daha çabuk dönerler ve düzgünleşme mühleti daha kısa olur. Küçük boyutlu (4 cm’den küçük) böbrek kanseri olan hudutlu hasta kümesinde (ileri yaş, tek böbrekli, anestezi riski yüksek) cerrahi yapılmadan özel aletler ile kitlenin yakılması yahut dondurulması halinde tedaviler de son yıllarda gündeme gelmiştir.” 
 
Birtakım bitkisel eserler böbreğe ziyan verebilir 

Böbrek kanserlerini komşu organlara, lenf bezlerine ve kemiğe yayılım yapabildiğinin altını çizen Opr. Beyaz, “Böbrek kanseri cerrahisi geçiren bireylerde aralıklı olarak bu bölgelerin yayılım açısından denetimi gereklidir. Kanser nedeniyle böbreğin tamamı alınan olgularda ise uzun devirde böbrek yetmezliği gelişebilmektedir. Bu nedenle cerrahi sonrasında hastanın istikrarlı ve sağlıklı beslenmesi, fazla kilo almaması ve böbreğe ziyan verebilecek ilaç yahut bitkisel eserlerden sakınmaları önemlidir” diye konuştu.