0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Çayeli Vakfı tarafından Beyoğlu Kılıç Ali Paşa Medresesi’nde ‘Enerji ve Hidrojen’ bahisli söyleşi gerçekleştirildi. Vakıf üyeleri ile üniversite gençlerinin bir ortaya geldiği toplantıda karbon yakıtlarından hidrojen gücüne dönüşte pak gücün ehemmiyeti anlatıldı.

Toplantıda Türkiye Bilimler Akademisi üyesi Prof. Dr. Adnan Midilli moderatörlüğünde Hidrojen Teknolojileri Derneği Lideri Prof. Dr. İbrahim Dinçer vakıf üyelerini bilgilendirdi. 

HİDROKARBON İKTİSADINDAN HİDROJEN İKTİSADINA BİR GEÇİŞ VAR

Hidrojen Teknolojileri Derneği Lideri Prof. Dr. İbrahim Dinçer, “Her şey aslında güç ekseninde şekilleniyor. Bugün baktığımız vakit içinde bulunduğumuz iktisat hidrokarbon kaynaklarına petrol, kömür, doğalgaza bağlı bir iktisat oldu. Bilhassa bölgesel politik değişimler yahut şekillenmeler direk olarak güç akışını etkiliyor. Güç akışları etkilendiği süreçte ekonomik istikrarlar de bozuluyor.

Bunun yanında şöyle bir şey var. Dünyada bir dönüşüm de kelam konusu hidrokarbon iktisadından hidrojen eksenli bir iktisada geçiş var. Artık fosil kaynaklı yakıtlar yerine bilhassa yenilenebilir güç kaynaklarının kullanıldığı suyun ayrıştırılarak hidrojen elde edildiği buna yeşil yahut pak hidrojen diyoruz, kullanıldığı bir periyoda giriyoruz. Avrupa bunu ağır olarak kullanıyor. Buna yönelik mutabakatlar yapıyor. Hidrojen gücünün Türkiye’ye getirdiği büyük bir fırsat var. Türkiye yenilenebilir güç kaynaklarına sahip bir ülke. Avrupa’nın en şanslı ülkelerinden biri. Türkiye yaklaşık 615 milyon ton hidrojen üretebiliyor. Bunu en düşük fiyattan 2 dolardan hesaplarsak 1.2 trilyon dolar yapıyor. Türkiye’nin cari açığına baktığımız vakit en büyük cari açık güçten geliyor. 70 milyar dolar civarında. Münasebetiyle o bakımdan Türkiye için yeni fırsatlar, yeni imkanlar kelam konusu. Fakat bunların yanlışsız yönetilmesi, gerçek hayata geçirilmesi, hakikat teknolojilerle inşallah önümüzdeki süreç çok daha hoş olacak” dedi.

BİZ KULLANDIĞIMIZ GÜCÜN YÜZDE 30’UNU İSRAF EDİYORUZ

Türkiye Bilimler Akademisi üyesi Prof. Dr. Adnan Midilli ise, “Biz kullandığımız gücün yüzde 25-30’unu israf ediyoruz. Bunu da engellemek gerekiyor. Eğitim ve okuryazarlık sayesinde. Hasebiyle güç verimliliği çok kıymetli. Kaynakları tasarruflu kullanmak son derece kıymetli. Siz hidrolik santraller kurabilirsiniz, güneş santralleri kurabilirsiniz lakin güç eğitimi yoksa, güç okuryazarlığı yoksa, toplum bunu kültür halinde getirmemişse o vakit bu santralleri yüzde 30’u israf gayeli çalışacak. Ülke iktisadına büyük yük getirecek. Teknoloji geliştirmek kolay. Teknolojiyi transfer etmek de kolay. Fakat insanların kalbini, beynini, ruhunu güçle birlikte entegre etmek çok sıkıntı. Öncelikle bizim buradan başlamamız lazım. Ülkemiz bu çerçevede önemli yol almaya başladı. Ben inanıyorum ki yakın gelecekte bir güç sorunu kalmayacak. Bu çözülecek. Bütün gidişat bunu gösteriyor” diye konuştu.

BİLİM DÜNYASINDAN GELEN YENİLİKLERLE REKABET YAPIMIZI GELİŞTİRİYORUZ

Çayeli Vakfı Lideri Ali Zeki Saruhan da “Gençlerimiz üniversitelerimiz çok kıymetli beşerler yetiştiriyor. Bu husus bilim dünyasındaki çok kıymetli insanlarımızla daha da üste taşınmasıyla ilgili gençlerimize vizyon katıyoruz. Biz sanayi kısmı olarak bilim dünyasından gelen yeniliklerle rekabet yapımızı geliştirdiğimiz eserleri tüketiciyle buluşturarak sürdürülebilir rekabeti devam ettiriyoruz” biçiminde konuştu.