0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sabah Gazetesi Müellifi Mahmut Övür, bugün köşesinde CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun FETÖ ile görüşmelerine yer verdi. 

İşte Mahmut Övür’ün bugünkü köşe yazısı:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, vakit zaman CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “özel” ilişkilerine dikkat çeken çok ağır şeyler söyledi.
Kılıçdaroğlu “Devlet bizi dinliyor” iddiasında bulununca, Bakan Soylu da Kılıçdaroğlu’nun Pensilvanya mukimi FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’le telefon görüşmesini gündeme taşıyarak şu iddiayı seslendirdi:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti şayet Kemal Kılıçdaroğlu’nun telefonlarını dinleseydi kendisinin Pensilvanya ile konuştuğunu kaydederdi. Konuşmadıysa konuşmadım desin. Şu şu kişiyle bir dişçiye gitmedim, Pensilvanya ile konuşmadım desin.”
Doğrusu Kılıçdaroğlu bu teze hiçbir vakit açık ve net bir karşılık vermedi, hatta “Bu yalandır” bile demedi. Sadece “Adalet Yürüyüşü”nü eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Pensilvanya’ya kadar gidin, geri gelmeyin” sözüne karşı şunu söyledi:
“Ben hayatım boyunca ne Pesilvanya’ya gittim, ne Pensilvanya ile konuştum, ne de teşekkür ettim. Fetullah Gülen rahatsız olduğu vakit gazetelerde yayınlanan teşekkür ilanında genel lider olarak sadece benim adım yok.”

Kılıçdaroğlu’nun özgüvenle “Teşekkür listesinde benim adım yok” vurgusu dikkatinizi çekmiştir. Bunun ne manaya geldiğini yazının sonunda göreceksiniz.

Bu tartışmaya geçen hafta bir yenisi daha eklendi. Bu kere İçişleri Bakanı Soylu, sadece Kılıçdaroğlu’nu değil 6’lı ittifaktaki partileri de suçlayarak çok daha sarsıcı bir iddiayı seslendirdi. Şöyle diyordu:

“Türkiye’yi yönetmeye talip oluyorlar değil mi? Altılı bir masa kurmuşlar. Buradan Kılıçdaroğlu’na bir şey söylemek istiyorum, bir de o altılı masadaki diğerlerine. O masada Kılıçdaroğlu biraz doğruysan, biraz dürüstsen, biraz bu millete ilişkin en ufak bir inancın varsa, birinci altılı masa toplantısından sonra, sen beraber oluşturduğunuz o hepinizin tutanak altına almaya çalıştığı bildiriyi hangi büyükelçiliğe düzelttirmeye gönderdin? Biraz edebin varsa bunu açıkla.”
İçişleri Bakanı, 6 muhalefet genel liderini açık açık dış güçlerle iş tutmakla suçladı lakin hiçbiri de bu vahim suçlamaya yanıt veremedi.
Tıpkı Kılıçdaroğlu’nun bir dişçi muayenehanesinde Gülen’le görüşüp görüşmediğine yanıt veremediği üzere.

Kılıçdaroğlu da CHP yetkilileri de hatta foncu medyaları da daima sustu. Güya söylenen olağan bir şeydi. Meğer konuşulan kişi Gülen, darbeci bir örgütün önderiydi ve bir CIA casusu olarak devletin kılcal damarlarına kadar sızmış, kurduğu örgütle binlerce beşere kumpas kurmuş ve en sonunda da 15 Temmuz darbe teşebbüsüne imza atmıştı.

Bu kirli yapı, Kılıçdaroğlu ve etrafının de yıllarca F Tipi diye isimlendirdiği ve “irticacı” dediği bir yapıydı.

Kılıçdaroğlu’nun bu kirli yapıyla zımnî ilgisi en son yeniden İçişleri Bakanı Soylu tarafından tekrar edilince bu sefer medyanın bir kısmı ilgisiz kalmadı ve “Bu dişçi kim?” diye o diş muayenehanesinin izini sürerek sahibine ulaştı. Kelamı edilen Diş Hekimi A.Arif Özzeybek’ti. Özzeybek, Kılıçdaroğlu’nun 7 yıl danışmanlığını yapmış, sonra da istifa ederek AK Parti’ye geçmişti. Görüşmeye ait detay vermiyordu ancak görüşmeyi de reddetmiyordu.

Pekala, o görüşme ne vakit olmuştu ve Kılıçdaroğlu ile FETÖ elebaşı Gülen ne konuşmuştu?

Artık gelin, CHP’li kimi yetkililerin sadece “Kim görüşmüşse Allah belasını versin” diyebildikleri o görüşmenin şahidi olan diş hekiminin “özel notlarını” birlikte okuyalım.

Birinci Not

KILIÇDAROĞLU, YEŞİL’İN TELEFONUNDAN GÜLEN’İ ARADI

CHP Genel Merkezi’nde birinci telefon görüşmesi:
“Ekim 2013 tarihinde Fetullah Gülen’in rahatsızlığında. Kemal Kılıçdaroğlu genel merkezden Mustafa Yeşil’in verdiği numaradan Pensilvanya’yı aradı. Lakin ilaç aldığı için konuşacak durumda olmadığı söylendi. Durumunu sordu. Mustafa Yeşil ile konuştu. Geçmiş olsun dileklerini sundu.
İlan çıkmadan 3-4 gün önce Ekrem Dumanlı, arayıp gazetede vereceğimiz geçmiş olsun ilanında Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismini de verelim mi diye sordu. Kılıçdaroğlu da şimdilik ismime yer vermesinler der ve gazete ilanında ismi çıkmaz.” Gördüğünüz üzere Kılıçdaroğlu, Gülen’in geçmiş olsun listesinde olmamasını şahsen istemiş. Herhalde bugünleri düşünerek bu adımı atmış, yoksa geçmiş olsun dileğinde bulunmamış değil.

İkinci Not

EKİM 2013’TE ANKARA’DAKİ DİŞ KLİNİĞİ’NDE BİRİNCİ TOPLANTI

“Yaptığımız görüşmeler sonucunda toplantının saat 11’de muayenehanede olmasına karar verdik. Hüseyin Gülerce kalp krizi geçirmesi sebebi ile toplantıya katılmadı.
10.30’da Hüseyin Mercan ve Mustafa Yeşil geldi. (Yeşil, FETÖ’nün Gazeteciler Müellifler Vakfı Lideri.)
11.00’de Kemal Kılıçdaroğlu geldi. Mustafa Yeşil öncelikle cemaatin yaptığı çalışmaları detaylı olarak anlattı. Gerisinden hükümetle ilgili sorunları anlattı:
KCK operasyonlarını hükümet bizim yaptığımızı söylüyor, bu büsbütün yanlış.”

Üçüncü Not

“YURTTA SULH CİHANDA SULH BAŞLIĞIYLA SÖYLESİN”

Bu görüşme de Kılıçdaroğlu ile Mustafa Yeşil arasında geçiyor ve tarih yok. Önce Mustafa Yeşil konuşur:
“İkincisi dershanelerin kapatılmasını birileri Recep Tayyip Erdoğan ‘Cemaatin para kaynağı buralar’ demiş ve buradan kaynaklı dershanelerin kapatılması istenmiş. 28 Şubat’ta bile bu kadar baskı görmediklerini söyledi.
Ayrıyeten Uludere buyruklarını Tayyip Bey’in verdiğini söyledi. (Kirli yapının kendi kurduğu bir tuzaktı bu ve CHP’liler de tıpkı yaklaşımı paylaştı.)
MİT krizi… Savcıya gelen dokümanlara bakınca MİT içinde bir yasa dışı örgütlenme olduğu ve gayri resmi Hakan Fidan haber gönderir lakin yanıt gelmezse sonra fezleke hazırlanır.
Mustafa Yeşil tam bunu başbakan ameliyat geçirdiği esnada söyler. Recep Tayyip Erdoğan’ın vefat korkusu olduğunu söyledi.
Mustafa Yeşil toplantı sonuna hakikat, ‘Bizden istedikleriniz yahut Fetullah Gülen’e söylemek istediğiniz neler?’ dedi. Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Biz dini cemaatleri sivil toplum olarak görüyoruz, sizinle bir sorunumuz yok’ dedi.
‘Fetullah Gülen, hükümetin dış siyasetinin yanlış olduğunu, bunu da, yurtta sulh cihanda sulh başlığı ile söylesin’ dedi. (Dikkatinizi çekmiştir, Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbecilerinin kullandığı “Yurtta Sulh Konseyi” ismini öneren kişi.)
Din biçime indi, ahlak öne çıkartılsın. CHP mescitlere karşı haline getirildi. Bu bilhassa kullanılıyor. Bu yanlışı söyleyin. Din ve ayrımcılık üzerine siyaset yapılıyor. Bu ülkeyi böler de’ denildi.
F.G. Bey’e selam söyleyin.”

Dördüncü Not

“SERTER’İ LİDER YAPIN”

Bahis CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter. “2014 mahallî seçimler öncesi.
F.Gülen işadamı yapılanması olan İzmir dernek yöneticilerinden iki kişi geldi, çok değerli olduğunu söylediler. CHP ile bağların gelişmesi için çok kıymetli olduğunu söylediler. (Bedri Serter’in) Karabağ ilçesine lider adayı olmasını istediler. Mustafa Yeşil de Bedri Serter’in olması için rica etti. Kemal Kılıçdaroğlu’na iletildi ve tamam dedi. Ama yapılmadı. Cemaat bu duruma çok reaksiyon gösterdi. Mustafa Yeşil bir ricamız oldu yapılmadı. Kemal Kılıçdaroğlu’na iletildi. Kılıçdaroğlu, ‘Ben ismi iletmiştim, bir yanlışlık olduğunu, bunu telafi edeceğini’ söyledi. Sonrasında İzmir Vilayet Lideri oldu 2015-2016. Daha sonra da 27. Periyot İzmir 2. Bölge milletvekili oldu.”

Beşinci Not

“ULUSALCILAR DİŞLERİNİ SIKSINLAR”

“Ekim 2014’te…
“Ekim 2014’te… F.G. vakit zaman Deniz Bey’le bir ortaya geldiğini, uçakta sarıldıklarını anlattı. Kemal Bey’i çok takdir ettiğini, vakit zaman selamlarının geldiğini, çok dürüst bir insan ondan kuşkum yok. ‘Yalnız Ekmeleddin Beyefendi yanlışsız bir aday değildi ve Ekmeleddin Bey iki defa buraya geldi ve başımızın üstünde yeri var fakat bu iş için uygun değil’ dedi. Kemal Kılıçdaroğlu sizden açık dayanağınızı istiyor. Neden olarak da 2015 seçimleri çok değerli. Anayasa değişikliği için ve sürecin devam ettirilebilmesi için yüzde 30 bandını geçmesi gerektiğini, bu nedenle inanç kümelerinden dayanak istiyor.
Fetullah Gülen, ‘Açıktan bir kez referanduma işaret ettim ve çok da eleştirildim siyasi olarak. O yüzden bir düşünmek lazım iyice’ dedi. Sizin de Kemal Kılıçdaroğlu’na özel iletmemi istediğiniz iletiler var mı? F.G., ‘Çok sıkıntı durumdan geçiyoruz, vakit bir olma vakti. Kemal Bey’e sevgi ve selamlarımı iletin. Ulusalcılar dişlerini sıksınlar. Az kaldı, beraber ne yapabiliriz. Mustafa Yeşil’le temaslarını devam ettirsinler’ dedi.”