0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkiye’de kalın bağırsak kanserinin görülme yaşının 50’den 25-49 yaşa düştüğünü söz eden Özel Cet Sağlık Hastanesinde vazifeli Op. Dr. Danial Khabbazazar, “Bu yüzden genç yaştaki bireylerin makattan kanama, karın ağrısı üzere şikayetleri olursa, ‘Ben gencim bende kanser olmaz’ diye düşünmemesi gerekir. Bu belirtiler görülürse, kesinlikle bir uzmana muayene olunmasını öneriyoruz” dedi. Kalın bağırsak kanserinde ‘dışkılama alışkanlıklarının değişmesinin’ kıymetli bir belirti olduğuna dikkat çeken Khabbazazar, “Özellikle dışkıda kan görülmesi olayında dikkatli hareket etmek gerekir. Bu kanama bazen makat bölgesindeki selim hastalıklarıyla (hemoroid yahut makat yırtığı) karışabilir. Bu durumlarda hastanın bir genel cerrahi uzmanı tarafından görmesi gerekir. Ayrıyeten şayet bir nedeni bulunmayan kansızlık varsa hastanın bu mevzuda pahalanması gerekir. Daima yorgunluk ve halsizlik varsa da kıymetli zira bu durumların birçoğu kansızlıktan olur. Pahalandırmak gerekir” diye konuştu. 
 
Kolonoskopinin önemi 

Türkiye’de KETEM ve Aile Sıhhati Merkezlerinde tarama gayeyle 50 yaş üzerinde gaitada zımnî kan bakıldığını belirten Khabbazazar, şunları söyledi: “Eğer zımnî kan görülürse, hasta bir üst merkeze gönderilip kolonoskopi yapılması gerekiyor. 50 ve 70 yaş ortasındaki şahıslarda, erkek ve bayan fark etmez, kesinlikle hiçbir belirti olmaksızın 2 senede bâtın kan bakılması gerekir. Bu bireylerde hiçbir belirti olmasa bile 10 senede bir kolonoskopi yapılması gerekir. Bu kolonoskopinin kıymeti nedir? Bu süreçte kalın bağırsaktaki poliplere teşhis koyabiliyoruz. Zira bu polipler bir kaç sene içerisinde kansere dönebilir. Kolonoskopi süreciyle bu polipleri oradan temizleyip bunu büsbütün engelleyebiliriz. Kolonoskopi taramasının en kıymetli yanı bu. Bu halde polipi ve ileri vakitteki mümkün bir kanseri yakalayabiliriz. Artık Türkiye’de 25-49 yaş ortasında bilhassa erkeklerde bu kanser cinsinin görülme sıklığı yükselmeye başladı. Onun için genç yaştaki bireylerin makattan kanaması olursa ve karın ağrısı üzere şikayetleri varsa, ‘Ben gencim bende kanser olmaz’ diye düşünmemesi gerekir. Kesinlikle muayeneye gitmesi gerekir.” 
 
Hangi belirti kalın bağırsak kanserini haber verir? 

Şişkinlik, karın ağrısı ve gaitada kan görmenin kanserin görülen birinci belirtileri olduğunu vurgulayan Khabbazazar, şöyle konuştu: “İleri derecedeki belirtiler genelde muayenede kitlenin fark edilmesi ve bağırsakların tıkanmasıdır. Şayet hasta karnında bir kitle hissediyorsa kanser ileri safhalara ulaşmıştır demektir. Birinci belirtisi bağırsak alışkanlıklarımız değişir. İshal kabızlık, karın ağrısı, tuvaletten sonra tam boşalamama hissi birinci belirtilerdir. Türkiye’de kalın bağırsak kanseri hem bayanlarda hem erkeklerde 3. sırada görülen kanserler ortasında yer alıyor. Lakin son periyotlarda 25-49 yaş ortasındaki erkeklerde yeni hadise sayısı artıyor. Sağlık Bakanlığı bilgilerine nazaran 2020’de yaklaşık 22 bin yeni hadise tespit edilmiştir. Türkiye’deki olayların yüzde 36’sı ileri evrede geliyor. Bu periyotlarda maalesef ki tedavi zorlaşıyor ve hastaların genelde kemoterapi üzere tedavilere gereksinimi oluyor. Türkiye’de insanların hayat usulü değişiklikleri, hazır besin, işlenmiş besin tüketiminin artması bu kanser tipinde artışa yol açıyor.” 
 
Kalın bağırsak kanserinin risk faktörleri nelerdir? 

Hastalığın risk faktörleri hakkında da bilgi veren Khabbazazar, “En değerli risk faktörler ortasında obezite yer alıyor. Fizikî hayatı kısıtlı olan, yani spor yapmayan, hareketli olmayan bireylerde daha fazla görülür. Bunun sebebi de hareketsiz şahıslarda kabızlığın daha fazla görülmesidir. Bu şahıslarda kolon hücreleri besinlerde bulunan birtakım karsınojen hususlara daha uzun maruz kalıyor. Kâfi su içmeyen, taze meyve ve zerzevat yerine kırmızı et kullanan şahıslarda daha fazla görünüyor. Ayrıyeten hazır, işlenmiş besinler yahut kırmızı et bir risk faktörüdür. Beyaz eti kırmızı ete tercih ederek bu riski azaltabiliriz. Alkol ve sigara kıymetli bir risk faktörüdür. Öteki bir risk faktör ileri yaştır. Bilhassa kolon kanserleri 50 yaşın üzerinde daha fazla görülür. Türkiye’de de birebir formda. Aile faktörü de risk faktörleri ortasında yer alıyor” tabirlerini kullandı.