0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ömer Çelik’in açıklamalarından değerli başlıklar;

Terörle gayrete en kararlı halde devam ediliyor. Fakat ne vakit terörle çaba etsek ‘Endişeliyiz’ açıklamaları geliyor. Kim ‘Endişeliyiz’ diyorsa biz o ülkenin gayret ettiğimiz terör örgütleri tarafından bir enstrüman olarak kullandığını düşünüyoruz. Bunu diyenlerin ‘Destekliyoruz, sonuna kadar arkanızdayız’ demeleri lazımdı. Bu yanlışı yapanlar bunu en son Afganistan’da yaptılar ve demokrasinin kaybettiği bir tablo ortaya çıktı.

Bizim demokrasimiz için verdiğimiz bu uğraş bir yandan da terörü enstrüman olarak kullananlarla çabadır.

CUMHURBAŞKANI’MIZIN KELAMLARINI ÇARPITTILAR 

Efes tatbikatı büyük iştirakli geniş çaplı bir tatbikat olarak dünyada ses getirdi. Bu tatbikat vesilesiyle Ege adalarının silahlandırılması konusunda Cumhurbaşkanımızın kıymetli açıklamaları oldu. Bu açıklamalar sonrası Yunanistan sözleri çarpıttı.

Miçotakis Adaların silahlandırılmasından vazgeçmek üzere modası geçmiş işlerle uğraşmayız dedi. Adaların silahsızlandırılması hukukun gereğidir. Şayet siz başınıza nazaran bunu söylerseniz ortada bir milletlerarası hukuk kalmaz. Ne zaman Yunanistan‘ı masaya davet etsek Yunanistan aslı astarı olmayan propagandalar yapıyor. Bu bildirilerin üstüne birinci atlayan da Fransa oluyor ve bir dizi tartışma başlıyor.

Burada hukuku ihlal eden taraf Yunanistan’dır. Sıkıntıyı diplomatik yollarla çözmek isteyen biziz.

Yunanistan’ın adaların silahlandırılmasının Lozan muahedesine muhalif olduğunu, buna karşın daima silahlandırma yoluna gittiğini, Lozan mutabakatı ve Paris mutabakatına karşın silahlandırmaya devam etmesinin Türkiye’nin sert tutumuna ise saldırganlık biçiminde dünyaya yansıtıyorlar. 

MİÇOTAKİS’E REAKSİYON: KALLEŞÇE BİR TAVIR

Burada tek dikkat cazibeli nokta var, bu adamlar Koramirallik yapmış. Yunan ordusu bu türlü latife üzere adamların elindeyse şaşırtan bir durumdur. Bir haber yapmışlar. Biz Yunanistan’a şunu söylüyoruz; komşuyuz, meselelerimizi bir arada çözmeliyiz. Miçotakis İstanbul’a geldi, ‘sorunlarımızı iki ülke olarak biz çözelim’ dedi. Sonra ABD’ye gitti, tam karşı tutum ortaya koydu. Bu kalleşçe bir tutumdur. Makûs niyetli yaklaşımdır. Türkiye büyük bir müzakere ve diplomasi devletidir. Türk diplomasisi bu kabiliyete sahiptir. Lakin Yunanistan masadan kaçıyor. Mevzuyu ertelemek için masaya oturuyor. Biz ‘bir gece aniden gelebiliriz’ lafımızı terör örgütlerine karşı kullanıyoruz, müttefiklerimize karşı kullanmıyoruz. Asıl sorun bizim terör örgütlerine karşı kullandığımız motoyu Yunanistan’da birileri hangi saikle üstüne alınmıştır?

‘TÜRKİYE HAVA YOLLARI’ TARTIŞMASI

Kullanılan söz Türkçe ise Türkçe kullanılacak. Bu husustaki tartışma yanlış tartışmadır. Sayın Cumhurbaşkanımız bu hususlarda eleştirilecek, yargılanacak son kişidir. Devletin başıdır. Nerede Türkiye nerede Türk kullanılacağı konusundaki hassasiyeti açıktır.

TÜRKİYE’Yİ MÜTECAVİZ GÖSTERME UĞRAŞLARI VAR 

Türkiye’nin hukuka uygun olan Mavi Vatan tanımlamasını Yunanistan Başbakanı  maksimalist olarak pahalandırıyor. KKTC’nin varlığını bile helenizmin acı çekmesi olarak ABD’de anlattı. Artık de Türkiye’yi mütecaviz göstermeye çalışan bir çalışma var. Bununla ilgili eski kumandanlarının sözleri de çok dikkate şayandır. 

CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI

Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu Cumhur ittifakı açısından net ve berrak bir bahistir. Cumhur İttifakı’nın adayı muhakkaktır. Millet İttifakı’nda ise sarkaç üzere gidip geliyorlar. Türkiye’de bir misyona talip olan bir kişinin etnik yahut öteki bir kimliğinin gündeme getirilmesi demokrasiyi zehirleyen bir olaydır. Bu hal da kendi ittifakı içinden gündeme getirilmektedir. Bu tıp tartışmanın gündeme getirilmesini kınıyor ve reddediyoruz.

Türkiye’de rastgele bir makama aday olmak isteyen birisinin etnik kimliği, mezhebi kimliğinin tartışma konusu yapılması demokratik kültürü zehirleyen, insan haklarına karşıt bir durumdur. Türkiye’de mezhebi ve etnik kimlik üzerinden bir hiyerarşi yoktur. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes birinci sınıf vatandaştır.

Herhangi kimsenin mezhebi, etnik kimliği üzerinden ötekileştirilmesine asla müsaade etmeyiz. Sayın Bahçeli de mezhep üzerinden fitne çıkarmaya heves ve tevessül edenler fitnenin başıdır dedi. Sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Bahçeli’nin tabirleri Cumhur İttifakı’nın ortak görüşüdür. Doğduğu yer üzerinden aidiyetin tartışılmasını her bakımdan reddederiz. Orada bu tartışmanın, ittifakın içerisinde birkaç haftayla çeşitli vesilelerle gündeme gelmesini çok ayıplıyoruz.insan haklarına karşıt buluyoruz. Bu tartışmayı topyekün reddediyoruz.

“AP TARİHİNE YAKIŞMAZ”

Biz her vakit AB fasılları açsın diyoruz. Tartışılan ve eleştirilen mevzuların tamamlanması için fasıllar var. Türkiye vazifesini ve mükellefiyetini yerine getirmezse faslı kapatmazsınız. Fakat siz faslı tartışmaya gelmiyorsanız bunu samimi ele alamayız. İnsan hakları, Kıbrıs sıkıntısı, Doğu Akdeniz’deki duruma ait olan yapılan değerlendirmeler Rum tezlerinin kes kopyala yapıştır hale getirmişlerdir. Bu Avrupa Parlamentosu’nun tarihine yakışmaz.

Demokrasi ve insan hakları konusunda Türkiye ile dayanışma içinde bulunmak üzere dileğiniz varsa iştirak sürecini hızlandırır, vize özgürü diyaloğunu ilerletir, terörle çaba işbirliğini prensipli bir biçimde Türkiye ile kurarsınız. Bunların hiçbirini yapmadan istekli insanı kabul planını bile hayata geçirmeden bunları konuşmak gündeme önemli olarak gelmiyor.

Türkiye inançlı bir ülkedir. Türkiye hem kendi vatandaşlarını hem buradaki konuklarını koruyacak inançlı ülkelerin başında gelmektedir. Türkiye’nin inançlı ülke olduğunu da en uygun burayı turizm destinasyonu olarak tanıyan İsrail vatandaşları bilirler. Biz kendi bakış açımızdan bu açıklamaların yanlış olduğunu, Türkiye’nin bütün ülkelerin vatandaşları için inançlı bir ülke olduğunun altını çiziyoruz.

CHP’NİN KAFTANCIOĞLU VE TANJU ÖZCAN KARARI

Yargıtay bir karar vermiş, orada hukuk işleyecektir. Siyasi olarak söylenmiş kelamın geçerliği yoktur. Bolu Belediye Liderinin ihraç istemiyle disipline sevkedilmesi CHP’nin iç problemidir. Ben ona karışmak istemem. Şu kısmı bizi ilgilendirir; maalesef bu belediye lideri hiçbir partiye yakışmayan, demokrasiye inanmış, Türkiye’nin bedellerine, toplumsal dokusuna inanmış hiçbir partiye yakıştırmayacağımız formda üsluplarıyla gündeme geliyor. Avrupa çok sağın kullandığı nefretçi, cinsiyetçi lisanı çok kullanabilen, rastgele tashih yapmak yerine bunlarla övünen biri.

Avrupa’daki nefret siyasetinin ardında olan şahısların üslubun adeta fotokopisini kullanıyor. Kendisinin ne kadar Atatürkçü ve antiemperyalist olduğuyla bunu örtmeye çalışıyor. Bunun Atatürkçülükle, antiemperyalistlikle bağı yok. Bu Avrupa’daki çok sağcıların lisanıdır. Tahminen de Türkiye’de son yıllarda bu türlü bir üslupla ortaya çıkan çok az siyasetçi görülmüştür. Nefret ve cinsiyetçi lisana vurgulu bir biçimde sahiplenen bir siyasetçi. Demokrasi ve temel pahalara inanan hiçbir siyasi tertibin sahiplenemeyeceği bir isim.

KADIKÖY’DEKİ OLAYLI YÜRÜYÜŞ

Terör örgütünün savunulduğu, propagandasının yapıldığı kimileri demokratik toplantı üzere sunuyor. Demokrasinin en değerli kırmızı çizgisi terörle çabadır. AİHM tarafından da onaylanan İspanya’da Batasuna Partisi’yle ilgili karar var. Son derece kapsamlı karar. Bir terör örgütünün propagandasını yapmayı hata sayıyor. Terör örgütü ülke vatandaşlarını tehdit etmesi o parti yöneticilerinin sessiz kalmasını cürüm sayıyor.

Terör örgütüne aktiflik yaptıracaksınız, güvenlik gücü de bunun hududunu koyunca mütecaviz olacaksınız. Milletvekili dokunulmazlığı, o kişinin fikirlerini hür bir formda tabir edebilmesini garanti altına almak için çıkmıştır. Terörün desteklenmesi için himaye alanı oluşturulması düşünülemez. O milletvekilinin dokunulmazlığı ile ilgili karar şanlı Meclis’e geldiğinde AK Parti dokunulmazlığın kaldırılması için oy kullanacaktır. O hareketi kınıyoruz. Asla kabul etmiyoruz.