0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Ukrayna ile Rusya ortasındaki savaşın çok taraflı bir güç dengesizliğinin ortaya koyduğu bölgesel bir çatışma üzere göründüğünü belirterek “Bu süreç içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımız güçlü liderliğini global liderlik safhasına çıkartmış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı bütün dünya ülkeleri tarafından global bir başkan olarak muhatap alınmıştır.” dedi.

MÜSİAD İftar Programı’nda konuşan Kurtulmuş, derneğin hizmet binasının çok hoş olduğunu söz ederek MÜSİAD’ın, 12 bin 400’e ulaşmış üye sayısıyla Türkiye’nin en kıymetli, en istikrarlı iş insanları derneği olduğunu kaydetti.

Bu salonda bulunanların temsilcisi olduğu büyük kitlenin çok değerli tezlere sahip olarak yola çıktığına vurgu yapan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Bunlardan biri, yine güçlü, büyük Türkiye’yi kurma ideali ve azmidir. Türkiye’nin çiviyi dahi dışarıdan ithal ettiği vakitlerde kendi yerli otomobilini üreteceğine, yerli uçağını üretebileceğine, uzay çalışmaları yapabileceğine ve global ekonomik yarışta öne geçebileceğine inanan beşerler bu çabayı vermiştir. Türkiye’yi her alanda; eğitimde, sıhhatte, teknolojide, yatırımda, milletlerarası bağlarda daima biz önder ülke olarak görmeyi ve daima bu hayaller içerisinde olmayı birinci gençlik yıllarımızdan itibaren kendimize rehber edindik. Şayet bu savımız olmasaydı bugün Türkiye bu noktaya gelmiş olmazdı. Şayet bu tezi olmasaydı MÜSİAD diye bir kurum da bugün bu noktaya gelmezdi.”

“İddiası olmayanın dünyaya söyleyecek kelamı yoktur. Tezi olmayan hele hele ‘yenildik’

zannedenlerin ise geçip köşede ağlamaktan diğer ellerinden de bir şey gelmez.” diyen Kurtulmuş, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Biz bu manada bu büyük iddiayı bugünlere kadar taşıdık. Ayrıyeten bu iddiayı daha ileriye götürerek kozmik boyutlara da çıkarmış olduk. Yeni, hakkaniyetli ve adil bir dünyanın kurulabilmesi talebi on yıllar boyunca Türkiye’nin siyasi müktesebatının en değerli kazanımlarından biridir. Bugün şayet Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘Dünya beşten büyüktür.’ diyerek, dünyada Birleşmiş Milletler dahil bütün milletlerarası platformlarda dünya hükümranlarının yüzüne bakarak, tabiri caizse bir halde Türkiye’nin tezini tabir edebiliyorsa, bunun ardında on yıllar süren bu büyük iradenin çok büyük bir hissesi vardır. Bu iki temel argümanımızı, irademizi kuşanarak yolumuza devam edeceğiz.”

– Türkiye’nin jeo-stratejik ehemmiyeti

Kurtulmuş, konuşmasında, ülkede 20 yıldır yapılan hizmet ve çalışmalarla ilgili bilgiler de verdi. Türkiye’nin jeo-stratejik ehemmiyetine de işaret eden Kurtulmuş, yıllardır ”Türkiye’nin stratejik üstünlüğü yok” manasına gelen laflar edildiğini hatırlattı.

Artık dünyadaki gelişmelerin Türkiye’nin değerini katbekat arttırdığına dikkati çeken Kurtulmuş, ileriki periyotlarda dünyanın tahminen daha büyük çatışmaların içerisinde olacağını söyledi. Bunun kaçınılmaz göründüğüne işaret eden Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:

“Dünya bir dengesizlik durumu yaşıyor. Bir tarafında Rusya’nın, bir tarafında Çin’in, bir tarafında Avrupa’nın, bir tarafında Amerika Birleşik Devletleri’nin olduğu bu istikrarsız dünya sistemi daima yeni çatışmaları, yeni hengameleri üretebilme potansiyeline ziyadesiyle sahiptir. Ayrıyeten dünya sistemindeki dengesizliğin yanında tekrar 30 sene önce konuşurken söylediğimiz bir şeyin daha gerçekleştiğini görüyoruz. O vakit diyorduk ki önümüzdeki on yıllarda dünyada üç alanda çatışma ve tansiyonlar olacak; Su krizleri, güç krizleri ve besin krizleri. Geldik mi o noktaya? Dünya bu noktaya geldi. Artık biz de buna dördüncüsünü ekleyeceğiz. O da siber güvenlik alanıdır. Önümüzdeki periyotta dünya sisteminin bu dengesizliklerinin yanında bir de bu alanlardaki çatışma ve tansiyonlar dünyada olağanüstü yüksek bir tansiyonun yaşanmasına neden olacak. Bütün bu tansiyon alanları, çatışma alanlarının tam da orta noktasında, göbeğinde olan ülke Türkiye’dir.”

Bu türlü bir coğrafyada Türkiye’nin zayıf bir ülke olarak ayakta durması ve varlığını sürdürmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, “Türkiye hem bir taraftan bu bölgede çok güçlü olmak zorundadır, her alanda daha güçlü olmak zorundadır hem de kendisine karşı yapılan bütün bu işleri bir kenara bırakıp önünde açılan yeni fırsat pencerelerini de değerlendirebilme potansiyeline ulaşmalıdır. İşte bu çerçevede geldiğimiz noktada hem Türkiye’nin pozisyonunu çok daha fazla güçlendireceğiz hem de yeni dünyanın ortaya koyduğu yeni fırsatlardan istifade ederek yolumuzu çok daha güçlü bir biçimde yürümeye devam edeceğiz.” tabirlerini kullandı.

Türkiye’nin stratejik ehemmiyetini küçümseyenlerin artık yeni bir şeyi daha küçümsemeye kalktıklarını tabir eden Kurtulmuş, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Onları da onların karamsarlıklarına havale ediyoruz. Ukrayna ile Rusya ortasındaki savaş yalnızca Ukrayna ve Rusya savaşı değildir. Çok taraflı bir güç dengesizliğinin ortaya koyduğu bir bölgesel çatışma üzere görünüyor lakin burada bütün dünya ülkeleri birebir bu çatışmanın tarafı haline gelmişken hem NATO üyesi olabilen hem NATO’nun ortaya koyduğu yaptırımları, Amerika’nın ortaya koyduğu yaptırımları uygulamayan hem de Rusya’yla konuşabilen dünyadaki tek ülke olarak Türkiye bu savaşta, savaşın sonlandırılması rolü bakımından tarihi bir misyon üstlenmiştir. Allah ömür verirse 4-5 sene sonra Türkiye’nin bugün üstlenmiş olduğu bu barışı sağlayıcı, savaşı önlemeye dönük rolün ne kadar büyük tarihi bir rol olduğunu çok daha yakından kavramış olacağız. Bu süreç içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımız güçlü liderliğini global liderlik safhasına çıkartmış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı bütün dünya ülkeleri tarafından global bir önder olarak muhatap alınmıştır. Bu da bir sonuçtur. Tekrar güçlü bir Türkiye istikametinde on yıllar boyunca süren çalışmalarımızın, sizlerin çalışmalarınızın bir sonucudur. Yeni ve adil bir dünya kesinlikle kurulmalıdır.”

– ”Türkiye bu noktada tarihi bir rol oynuyor”

Türkiye’nin bu noktada tarihi bir rol oynadığına dikkati çeken Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Sayın Cumhurbaşkanımız hakikaten global liderliği herkes tarafından takdir edilebilen bir durumda dünyada örnek adımlar atıyor. Benim bilebildiğim kadarıyla 40’ın üzerinde ülkenin hükümet liderleri, devlet liderleriyle görüşmüş, onlarcasıyla yüz yüze görüşmüş. Çok kıymetli toplantılara katılarak orada Türkiye’nin adaletli ve hakkaniyetli barış perspektifini anlatmış ve bütün bunların sonucu olarak da dünyadaki medyada da olağanüstü önemli biçimde izlenir, takip edilir bir global başkan haline gelmiş. Birileri de bu durumuyla birlikte ‘Sayın Cumhurbaşkanımız Nobel Barış Ödülü’ne aday olsun.’ üzere kelamlar sağda solda söylemişler ancak ne yazık ki Türkiye’nin bu misyonunu dahi anlayamamış olan kimileri kalkmışlar diyorlar ki… Ya bir kez bir şeyi takdir edin, yani bu ülkenin vatandaşısınız. Çanakkale Köprüsü’nün daha açılış merasimi bitmeden ‘Şurasında şu var, burasında bu var.’ diye eleştiriyorlar. Bir sefer de Türkiye’nin şu global liderliğini takdir edin. Ondan sonra bir şey söylerseniz söylediğiniz kelamın prestiji olur. Türkiye’nin başkanı, Cumhurbaşkanı bir liderlik ortaya koymuş, Türkiye bütün güçleriyle uğraşarak bir işlev ortaya koymuş lakin ‘Tayyip Erdoğan’ın Nobel Barış Ödülü’ne aday olacak kadar da bir şey yapmadığını görüyoruz.’ diye demeç vermiş. Allah akıl versin. Tayyip Erdoğan’ın Nobel Barış Ödülü’ne gereksinimi yoktur. O denli bir talebi de yoktur Türkiye’nin. Bu, rastgele bir ödül almak için değil, insanlığa karşı yapılan bu işlerin, kabahatlerin bir an önce bitirilmesi ve ufacık bebeklerin öldürüldüğü o insanlık dışı savaşın sonlandırılması için güçlü büyük Türkiye’nin ortaya koyduğu bir vizyondur ve bir gayrettir.”

Ne iş yapılırsa yapılsın okların bir tek noktaya atılacağını söz eden Kurtulmuş, kelamlarını şöyle tamamladı:

“Oklarımızı atacağımız amaç de açıktır. Tekrar güçlü bir Türkiye’yi kurma istikametinde hepimiz ortak amaçlarımıza yürüyeceğiz, çabalarımızı birleştireceğiz. Yeni, adil ve hakkaniyetli bir dünya kurmak için elimizde ne varsa bütün bu müktesebatımızı tabiri caizse okları tıpkı noktaya fırlatarak yolumuza devam edeceğiz. Allah yolumuzu açık etsin diyorum. Kelamımızı kuvvetli kılsın. Ufkumuzu aydınlık eylesin. Geleceğimiz aydınlık olsun. Allah yardımcımız olsun.”

Konuşmanın akabinde MÜSİAD Genel Lideri Mahmut Asmalı, Kurtulmuş’a günün anısına Yetim Hamilik Sertifikası’nı takdim etti.