0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Muhtarları nitekim demokrasinin temel taşı haline getirmek istiyorsak bir muhtarlık maddesine muhtaçlığımız var.” dedi.

Kılıçdaroğlu, Yenimahalle Belediyesinde düzenlenen “Muhtarlar Buluşması” programında yaptığı konuşmada, muhtarlığın demokrasinin temel taşlarından ve ana omurgalarından biri olduğunu belirtti.

Muhtarlara hak ettikleri yetkilerin teslim edilmediğini tabir eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Muhtarları sahiden demokrasinin temel taşı haline getirmek istiyorsak bir muhtarlık maddesine muhtaçlığımız var. Ne olacak? Muhtar eline alacak, kanunu açacak. Yetkisi, vazifesi, sorumlulukları, hakları nedir bunları orada görecek. Bu bahiste bir çalışma yaptık. Çalışmayı bütün muhtar derneklerine gönderdik. Muhtarlık kanunu hazırladık, TBMM’ye sunduk. Çıkmadı, reddedildi. Lakin sizlerin oylarıyla iktidara geldiğimizde bu muhtarlık kanununu çıkaracağız.”

CHP’li belediye liderlerinin büyük kısmının muhtarlar için bağımsız konutlar yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, bunu iktidarın yapması gerektiğini söyledi.

Muhtarların mahallenin toplumsal dokusunu güzel bildiğini lisana getiren Kılıçdaroğlu, “Bir mahallede kim yoksul, kim güçlü, kimin kaç çocuğu var, o akşam hangi meskende tencere kaynamıyor en yeterli muhtar bilir. Toplumsal yardımlar dağıtılacaksa toplumsal yardımların muhtarlar aracılığıyla dağıtılması lazım.” tabirini kullandı.

“MUHTARLARIN KAMU VAZİFESİ YAPTIĞINI KANUNLARIN KABUL ETMESİ GEREK”

Belediye meclisinde yapılan toplantılardan muhtarların haberinin olmamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, “Muhtarlar kendi mahalleleriyle ilgili bir olay olduğunda belediye meclisi toplantılarına katılmalı, o bahisle ilgili kelam ve oy hakkı sahibi olmalı.” dedi.

Muhtarların kamu kurumu olarak kabul edilmediğini lisana getiren Kılıçdaroğlu, bu nedenle belediye liderinin muhtarlarla özel proje geliştiremeyeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, bunun değişmesi ve muhtarların kamu vazifesi yaptığını maddelerin kabul etmesi gerektiğini kaydetti.

“Türkiye muhtarlar birliği kurulması lazım” diyen Kılıçdaroğlu, muhtar problemlerinin bir ağızdan Türkiye genelinde seslendirilmesi gerektiğini tabir etti.

“HEPİMİZ SORUMLUYUZ”

CHP açısından “kırmızı çizgi” olan iki husustan birinin bayrak, oburunun de vatan olduğunu lisana getiren Kılıçdaroğlu, ayrıştırarak, arbede ettirerek toplumun bir yere gidemeyeceğini belirtti.

İktisat açısından da son derece ıstırapta olunduğunu, birçok eserin dışardan alındığını savunan Kılıçdaroğlu, “Ülkenin içinde bulunduğu durumdan hepimiz sorumluyuz ve buradan Türkiye’yi çıkarmak zorundayız. Bir arada çıkarmak zorundayız. Alınan kararlar… Oturun, tartın. Hepimizin bir vicdanı var. Vicdan terazisi kadar kıymetli bir terazi yoktur.” diye konuştu.

Milyonlarca gencin işsiz olduğunu, gençlerin umutlarını yurt dışında aradığını tabir eden Kılıçdaroğlu, yanlış idare olduğunu ve bunu herkesin bildiğini savundu.

“PLANLAMA OLMADIĞI İÇİN BU HALDEYİZ”

Salgında en büyük ezayı esnafın çektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, 1 milyon 384 bin esnafa 4 milyar 622 milyon lira karşılıksız yardım yapıldığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Şimdi diyorlar ki ‘Bu 4 milyar 622 milyon liralık yardımı size yaptık fakat bu vergiye tabi, bunun vergisini ödeyeceksiniz.’ İnsaf denen bir şey var. Siz bunu karşılıksız verdiniz. Haydi diyelim ki kanun o denli, vergiye tabi tuttun, arttan kur muhafazalı mevduatı getirdiler. ‘Doları olan, getir kardeşim bozdur, Türk lirasına yatır. Dolar yükselirse garanti veriyorum, asla altına düşmeyecek. Ayrıyeten sana faiz vereceğim, o faizi de vergiye tabi tutmayacağım.’ Tefeciye faiz vereceksin, vergiye tabi tutmayacaksın. Esnafa vereceksin 4 milyar lira yardım, onu da vergiye tabi tutacaksın. Vergiye tabi tutmadıkları para ne kadar? 14 milyar lira. 14 milyar lirayı bir avuç beşere veriyorsun, sıfır vergi. Bunu da çıkıp söylüyorsun ‘Getir paranı yatır, vergi almayacağım’ diye. 1 milyon 384 bin esnafa 4 milyar lira veriyorsun bunu da vergiye tabi tutacağım diyorsun. 14 milyarı tutmuyorsun, 4 milyarı vergiye tabi tutuyorsun. Ben sizin vicdanınıza sesleniyorum. Devlet bu türlü mi yönetilir? Devlet bu türlü yönetilmez. Akılla, mantıkla, bilgi, birikimle yönetilir.”

Devlet yönetilirken işin ehline teslime edilmesi ve liyakat olması gerektiğini lisana getiren Kılıçdaroğlu, devlette planlamanın değerine işaret etti.

“ALTIMIZ DA BENZİYORUZ”

Kılıçdaroğlu, “Planlama, gelecek öngörüsü olmadığı için bugün bu haldeyiz. Lakin bu halden daima birlikte çıkacağız. Millet İttifakı olarak çıkacağız. Bazen kızıyorlar, diyorlar ki, ‘Vay efendim altı benzemez bir ortaya geldi.’ Altımız da benziyoruz, demokrasi konusunda birbirimize benziyoruz. Her birimizin görüşü farklı olabilir. Akıl akıldan üstündür.” diye konuştu.

“İKTİDARIN O AMİRALLERE TEŞEKKÜR ETMESİ LAZIM”

Kemal Kılıçdaroğlu, program çıkışında bir basın mensubunun, “MGK bildirisinde Montrö vurgusu vardı. Emekli amirallerin Montrö bildirisiyle ilgili dava devam ediyor. Bununla ilgili görüşünüz nedir?” sorusuna şu karşılığı verdi:

“Emekli amirallerin Montrö konusunda yaptıkları açıklamanın ne kadar hakikat, gerçekçi öngörülebilir olduğunu Ukrayna-Rusya savaşı bize gösterdi. O amirallere tek tek ulaşılması ve o bildiriye yayınladıkları için teşekkür edilmesi lazım. Bir gerçeği iktidardan çok daha evvel bildiler ve toplumun önüne koydular. İktidarın o amirallere teşekkür etmesi lazım. Yargılama kademesinin da hızla bitmesi, hepsinin beraat etmesi lazım. Açılan dava esasen yersiz bir davaydı. Bakın devlette liyakatten kelam ettik. Amirallerin temel vazifesi budur aslında. Montrö Mutabakatı’nın Türkiye, Rusya ve Akdeniz, Karadeniz açısından ne kadar bedelli, değerli olduğunu… Onlar bütün hayatlarını bu işe veriyorlar. Onlar kalkıp da ‘Boğaz’dan diğer gemiler geçecek, Kanal İstanbul’dan öbür gemiler geçecek’ diye söylerken, amiraller büyük bir tehlikeye dikkati çektiler. Bugün onlar büsbütün haklılar. Onlara yürekten teşekkür ederim.”