0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, son günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Lideri Biden görüşmesine tercüman olarak katılan Fatıma Gülham Abushanab’ı gaye almaya başladı. Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Muharriri Mehmet Acet, Kılıçdaroğlu’nun amaç değiştirmeye çalışıyor olabileceğini söyledi. Acet’in, “Kılıçdaroğlu bu tartışmayı 15 Temmuz gündemini örtmek için mi başlattı?” başlıklı yazısı şöyle: 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Lideri Joe Biden’la Madrid görüşmesini 29 Haziran’da yaptı.

Yani ortadan bugün prestijiyle 21 gün geçmiş durumda.

CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu’nun o görüşmede Erdoğan’a tercümanlık yapan

Fatıma hanımla ilgili bir tartışma başlatması ise, iki önderin bir ortaya gelmesinden 17 gün sonra oldu.

Türkiye üzere günlük ‘konu tüketen’ bir ülkede 17 gün çok uzun bir müddet.

Bu durumda, CHP önderi tarafından 17 gün sonra bu türlü bir hususun tartışmaya açılması, ‘neden bu kadar vakit geçtikten sonra’ sorusunu beraberinde getiriyor.

Başka bir tabir üzerinden tekrar soralım.

Kılıçdaroğlu, üzerinde titizlikle ve kurnazca hazırlık yapıldığı aşikâr olan o paylamışları neden 17 gün bekledikten sonra yaptı?

O TEZ HAKİKAT MU? 6’LI MASADA 15 TEMMUZ’LA İLGİLİ NELER KONUŞULDU?

Bu kuşkunun gerisini doldurabilecek en akla yatkın ihtimal, 15 Temmuz.

Darbenin 6’ıncı yıldönümünde, muhalefet partilerinin önderleri içinde ‘FETÖ’ geçmeyen cümlelerle, durumu geçiştirme emelli açıklamalar yapmakla yetindiler.  

15 Temmuz şehitlerini, gazilerini anacak, bin yıllık tarihimiz içinde en kıymetli birkaç hadiseden biri olarak sayılabilecek büyüklükte bir olayı rastgele bir anma programı bile yapmadan geçiştirdiler.

Dahası, 6’lı masada, kimi muhalefet önderlerinin iktidara gelmeleri halinde 15 Temmuz’un Demokrasi ve Ulusal Birlik Günü olarak anılmasının iptal edileceği istikametinde tabirler kullandığı istikametinde savlar ortaya saçıldı.

Kılıçdaroğlu’nun gündem saptırma niyetiyle hareket ettiğine işaret eden öbür göstergeler de var.

Kendisinin o gece ve devam eden periyottaki kuşkulu tavrı, haydi onu geçtik, devam eden devirde FETÖ ile telaffuz birliğine girerek darbeye ‘tiyatro’, ‘kontrollü darbe’ demesinin, asıl darbe 15 Temmuz’da değil, 20 Temmuz’a yapıldı demesinin hatırlanmasını istememesi üzere.

KILIÇDAROĞLU’NUN AKLA ZİYAN SÖZLERİ

Kılıçdaroğlu, yapay bir günde oluşturmak için başlattığı ‘çevirmen’ tartışmasını yaparken şöyle bir cümle de kullandı:

“Batı Erdoğan hakkında çok şey biliyor. Batı çok şey bildiği ve elinde tuttuğu bu usul önderlere bayılır ve destekler”

Bu laflara bakacak olursanız, emperyalistlerin kendilerine bağımlı ve denetim altında tutamadıkları için son 10 yılda her türlü yolu deneyerek iktidardan düşürmeye çalıştıkları isim Erdoğan değil de, Kılıçdaroğlu oluyor.

Diğer yandan;

2018’de halkın yüzde 52,5’unun oyuyla birinci cinste cumhurbaşkanı seçilen, devletin bir numaralı yetkilisi pozisyonundaki bir ismin, tercüman seçimini de kendi tercihlerine nazaran, sağlam bulduğu bireyler üzerinden yapmasından daha doğal bir şey olamaz.

20 yıldır işbaşında olan Erdoğan’ın devleti temsilen, bilhassa de dış siyaset ve güvenlik sorunlarında kritik kararları alırken, A grubunu, devletin ilgili kurumlarını süreçlerin içine dahil ederek hareket ettiği bilinmeyen bir şey değil.

Bu kadar yaşanmışlıktan, dış siyasette 15 Temmuz sonrası güzelce barizleşen Ankara merkezli ve Türkiye’nin menfaatlerini önceleyen dış siyaset yaklaşımının sonuçları görüldükten sonra bile Kılıçadaroğlu’nun lafı getirip getirip Erdoğan’ı en güçlü yerinden vurmaya çalışması, üçüncü dünya refleksinden öteki bir şey olamaz.