0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Lideri Fahrettin Altun, Hollanda’nın Lahey kentinde Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığınca düzenlenen “PKK’nın Çocukları Kaçırmasına Karşı Toplumsal Protesto: PKK Karşısında Diyarbakır Anneleri Paneli”nde iştirakçilere görüntü ileti ile hitap etti.

Diyarbakır annelerinin evlatları için başlattıkları nöbetin, 1000’inci gününe ulaştığını hatırlatan Altun, Diyarbakır annelerinin, terör örgütü PKK’nın kaçırdığı ve ağına düşürdüğü çocuklarını terör batağından kurtarmak için dünyadaki en güçlü ve en büyük sivil direnişlerden birini ortaya koyduğuna işaret etti. Altun, “Onlar, terör odaklarının tüm tehdit ve baskılara karşın 1000 gündür sürdürülen bir cüretin, teröre meydan okuyan kutlu bir direnişin öyküsünü yazıyorlar.” dedi.

Diyarbakır annelerinin, yıllardır bebek, çocuk, bayan, öğretmen, polis, asker demeden kan döken terör örgütü PKK’nın zorla ya da kandırarak dağa kaçırdığı binlerce çocuğun ve annelerinin, toplumun vicdanını yaralayan feryadı olduklarını belirten Altun, “Onlarınki 40 yıldan beri terör örgütünün oluşturduğu baskı ve zulüm sebebiyle bastırılmış, yıldırılmış ve hatta susturularak bugüne kadar acılarını içlerine gömmek zorunda kalmış olan annelerin teröre karşı haklı başkaldırısıdır.” tabirini kullandı.

Bu direnişin birebir vakitte Kürt halkının kelamım ona haklarını savunduğunu, onları temsil ettiğini argüman edenlerin gerçek yüzünü de gösterdiğini lisana getiren Altun, eli kanlı terör örgütünün Kürt halkına aslında ne gözle baktığını ortaya koyduğunu kaydetti.

“Ülkemizdeki 83 milyonun da ortak sesi, vicdanı haline geldiler”

Altun, Diyarbakır annelerinin aslında istedikleri tek şeyin çocuklarına kavuşmak, onlara sarılmak olduğunu lisana getirerek şöyle devam etti:

“Onlar çocuklarının, dağlarda PKK eliyle zulme uğramasına isyan ediyorlar. O denli ki bugün artık ülkemizdeki 83 milyonun da ortak sesi, vicdanı haline geldiler. Hacire Anne’nin isyanı ve kararlı duruşuyla başlayan bu bekleyiş, geride bıraktığı 1000 günde bir çığ üzere büyüdü ve evladı elinden koparılan, evlat hasreti çeken tüm anneler için de bir umut oldu. Gerçekten Diyarbakır anneleri 3 Eylül 2019’dan beri yaz kış demeden her gün evlat nöbeti tutuyor. Seslerini hudut ötesindeki terör kamplarında, kimi 9-10 yaşlarında kaçırılmış, yıllardır haber alamadıkları çocuklarına duyurmaya çalıştılar. Bugün evlat nöbetleri dalga dalga büyüdü. Sayısı 290’ı bulan ailelerin aksiyonları, Diyarbakır’dan Van’a, Muş’tan Şırnak ve Hakkari’ye, İzmir’den Berlin’e kadar yayıldı. Evlat nöbetlerinin 1000 gündür aralıksız devam etmesi ve öteki kentlere yayılması, PKK terör örgütünün propagandasını ve Kürt halkı üzerinde inşa etmeye çalıştığı dehşet duvarını yerle yeksan etmiştir.”

35 aile evlatlarına kavuştu

Gerek annelerin evlatları için ortaya koydukları yürek, gerekse de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölgedeki terörle çaba siyasetleri sonucunda nöbetlere katılan ailelerin çocuklarını birer birer örgütün kanlı ellerinden adeta söküp almaya başladığını anlatan Altun, böylelikle bugüne kadar evlat nöbetlerine katılan 35 ailenin, evlatlarının örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim olması sonucu çocuklarına kavuştuğunu aktardı.

Altun, terör örgütünden kaçarak teslim olan her çocuğun diğer ailelerin de nöbetlere katılması için yürek ve ümit olduğunu söyledi. Bu feryadın, bu toplumsal hareketin, bu kutlu yürüyüşün görmezden gelinmesinin, bu sese kulak verilmemesinin, evlat hasretiyle yanıp tutuşan bu annelere takviye verilmemesinin mümkün olmadığını vurgulayan Altun, “Sayın Cumhurbaşkanımız birinci günden beri Diyarbakır annelerinin bu onurlu çabasına dayanak vermiş, onların yanında durmuştur. Diyarbakır anneleri de Cumhurbaşkanı’mızın bu dayanağının kendilerini nasıl cesaretlendirdiğini, bu dayanağının onlara nasıl güç verdiğini daima anlatmışlardır, anlatmaya da devam etmektedirler.” dedi.

“Herkese düşen misyon, bu direnişe dayanak vermektir”

Tüm STK’ların, insan hakları savunucularının, aktivistlerin, sanatkarların, aydınların, gazetecilerin ve siyasetçilerin de Diyarbakır annelerinin yanında yer almasının insani ve vicdani bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Altun, “Herkese düşen vazife, bu direnişe dayanak vermektir. Siyaset üstü bu sivil harekete dayanağını göstermek, ülkemizin her bölümünden insanın boynunun borcudur. O denli inanıyoruz ki bütün dünyada bu takviyenin verilmesi, barışa, demokrasiye olan inancın bir eseri olmalıdır.” dedi.

Altun, tıpkı vakitte yıllardır eli kanlı terör örgütüne türlü formlarda dayanak veren kimi müttefiklerin de bu feryadı görmesini, izlemesini ve yeterli anlamasını istediklerinin altını çizerek şunları kaydetti:

“Dünyada bir diğer örneği görülmemiş bu evlat bekleyişi, PKK terör örgütünün gerçek yüzünün sonlarımız dışında anlaşılmasına da katkı sağlamıştır. Böylelikle Avrupa ülkelerinden siyasetçi ve gazeteciler, Diyarbakır annelerini görmüş, haklarında kelamda ‘özgürlük savaşçısı’ güzellemeleri yapılan terör örgütü ve onların siyasi uzantısının gerçek işlevine ve Kürt halkına ne gözle baktıklarına şahit olmuşlardır. Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığı olarak annelerimizin evlatlarına kavuşması, terörün karanlık yüzünün dünya kamuoyu tarafından görülebilmesi ve milletlerarası terörizme karşı uğraşta kararlı ve emniyetli bir aktör olan ülkemizin gayretlerinin anlaşılması için uğraş gösteriyoruz. İnanıyorum ki bu panel de dünyada eşi görülmemiş bir sabır ve yürekle, çocuklarını en son gördükleri yerde, HDP binası önünde arayan bu ailelerin sesinin daha fazla duyulmasına katkı sağlayacaktır.”

“Dost ve müttefik ülkelerden terörle çabada samimi bir dayanışma ve iş birliği bekliyoruz”

Terör ve terörizmin global boyutta ortak ve çok boyutlu bir çaba gerektirdiğini vurgulayan Altun, şöyle devam etti:

“PKK/YPG’den DEAŞ’a, DHKP-C’den FETÖ’ye farklı terör örgütlerine, tehditlerine ve ataklarına en fazla maruz kalan ülkelerden biri olan Türkiye, dost ve müttefik ülkelerden terörle gayrette samimi bir dayanışma ve iş birliği bekliyor. Biz her ne olursa olsun Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tabiriyle ‘terörü kaynağında kurutma’ stratejisiyle bölgesel ve global barışa hizmet etmeye devam edeceğiz. Terörün, ülkelerimiz, kolektif güvenliğimiz ve insanlık için oluşturduğu tehditlere karşı uyanık olmalıyız, gereken önlemleri almalıyız.”

Diyarbakır annelerinin yanında olduklarının altını çizen Altun, onların gözyaşlarının artık son bularak bir an evvel evlatlarına kavuşmalarını diledi.